İlk görüşümde kafamda canlanan tek şey, ders verici; iktidar
açısından can sıkıcı bir eyleme imza atılma ihtimali idi.
G.Yorum benim abim, ablam, çocuğum .’Yeni Türkü’ veyahut
‘Yeni Müzik’ anlayışını bende tartışmasız oluşturan şey. Tüm bunlara paralel
Yorum’un tarihsel özetine girmek pek de gerekli değil. Propagandif sanatı ne
denli Türkiye halkları üzerinde etkin rolle sergiledikleri ve örgütleyici
oldukları gayet açık. Grup Yorum ‘şimdi’ deyince eyleme nasıl insanların
aktığını; tutsaklarında, saldırı altına girdiklerinde kitleler üzerinde ne
denli etkin sonuçlar yarattığını pekala iyi biliriz. Kanıtları pek açıktır;
Bakırköy konserleri, İdil baskınlar vb.
Başlık atışımdan mütevelli bu son kampanya yada hala
anlayamadığım bir hamle olan 555 G.Y açık tanımı tam bir reformist sol
eğlencesidir. Kitleleri yorum dinlemeye yönlendirmek; onlarla kol kol devrimci
müziğin devrimci atılımını sergilemek
için bu tip bir harekete hiç ihtiyaç yoktur. Ki bu şey nedir? Duvarlara
haftalar öncesinden yazıp, ofişıl sayfalarına logo olarak konulup halktan
lüzumsuz tahminler beklemek büyük ailenin büyük unsuru olan Yorum’un hangi
kanadında yer edecek ve tarihine yakışacaktır. Devrimci Sanatın burjuva medya
ve züppelikle mücadelesi bu kadar dar mıdır? Feda albümünün yasaklanma
girişiminde(2005) kitleler gerektiğinde taksilerden, okullara, evlerden,
mahallelere kadar albüme sahip çıkarak gereken dersi vermiştir. Yorumu
tahminimce bu tip eylemciklere iten Stadyum konserlerinin yasaklanması ve
beraberinde gelen Bakırköy konser yasağıdır. Aklımda bir milim yanlış düşünce
yoktur bu konulara dair. Yorum ve devrimci sanat tarihi haklıdır. Devlet köşeye
sıkıştıkça azgın dişlerini en tehlikeli gördüğü unsurlara çeviri, bu
diyalektiğin zaten apaçık bir halidir. Tüm bunlara cevap belirsiz duvar
yazılamaları ve sonunda ayın beşinde saat beşte yorum dinleyek mi olmalı!
Yapmayın bunu, epey komik ve güçsüzlük halidir. Hatta kafa açıcı olması
açısından söyleyeyim; ben erk yada devlet olsam (ki kuvvetle muhtemel onların
hali şuan bu) kıçımla gülerim.(abes olan bir şey yok, halk tabiri lütfen!)
Her bir yanda korolar kuruluyor öteden beri. Her koronun
inisiyatifi
yanına iki kişi alsa şehir merkezlerinde, işlek caddelerde ellerinde
gitar – bağlama (ki olmak zorunda değil) ağızlarında yüzyılların öfkesini
düzene kusup pek büyük ihtimal şukela halaylar kurabilir ve halkı halkaya katıp
şafakları caddelerde tutuşturabilirdi. İnanır mısınız bu eylem planı şuan bile
ne kadar kolay ve daha devrimci geliyor bana. Bir an düşün sende. Bizim
ülkemizde 3 ‘er kişi merkezi yerlerde dağlara gel ile halaya fitil olsa sende
bende biliyoruz ki o şarkılar içsel bir hal kazanalı çok olduğu için düzeni
fena tokatlayabilirdi Yorum.Biliyorum bu da denenmiştir bir çok noktada ama
halkın kendi imkanları dahilinde olmuştur ve sonucu muhtemel polisiye
sonuçlanmıştır. Korolardan, temsilcilerden, birçok yerde kurulan gönüllü
takımlarından kişilerin ön ayak olması simgesel de olsa Grup Yorum adını
taşıyan kişilerden ötürü eylem saatinde halk için daha itekleyeci olacaktı(r).
Atıp tutacak kadar ne bilgisiz ne de kıçı sağlamda biriyim. Şimdi ise Ofişıl
sayfada ordan burdan gelen videolar(çoğunlukla çocuk) paylaşılıp aile içi beğen
butonları kullanılıyor. Sosyal medya denen aygıtı yerden yere vurmak adımlamasında değilim ama
bazı şeyleri inanın çok kolaylaştırabiliyor.
Bu haykırış yada eleştiri tamamiyle üzüntüden kaynaklıdır.
Çünkü Yorum tarihimizdir: 80 sonrası ilk kürtçe şarkı, devrimci müziğin Ruhi
Su’dan sonra tek ve yegane mirasçısı, kendi yasaları olan notalar!
Bu kadar.