5 Mayıs 2015 Salı

555 GY !


İlk görüşümde kafamda canlanan tek şey, ders verici; iktidar açısından can sıkıcı bir eyleme imza atılma ihtimali idi.



G.Yorum benim abim, ablam, çocuğum .’Yeni Türkü’ veyahut ‘Yeni Müzik’ anlayışını bende tartışmasız oluşturan şey. Tüm bunlara paralel Yorum’un tarihsel özetine girmek pek de gerekli değil. Propagandif sanatı ne denli Türkiye halkları üzerinde etkin rolle sergiledikleri ve örgütleyici oldukları gayet açık. Grup Yorum ‘şimdi’ deyince eyleme nasıl insanların aktığını; tutsaklarında, saldırı altına girdiklerinde kitleler üzerinde ne denli etkin sonuçlar yarattığını pekala iyi biliriz. Kanıtları pek açıktır; Bakırköy konserleri, İdil baskınlar vb.

Başlık atışımdan mütevelli bu son kampanya yada hala anlayamadığım bir hamle olan 555 G.Y açık tanımı tam bir reformist sol eğlencesidir. Kitleleri yorum dinlemeye yönlendirmek; onlarla kol kol devrimci müziğin devrimci atılımını sergilemek  için bu tip bir harekete hiç ihtiyaç yoktur. Ki bu şey nedir? Duvarlara haftalar öncesinden yazıp, ofişıl sayfalarına logo olarak konulup halktan lüzumsuz tahminler beklemek büyük ailenin büyük unsuru olan Yorum’un hangi kanadında yer edecek ve tarihine  yakışacaktır. Devrimci Sanatın burjuva medya ve züppelikle mücadelesi bu kadar dar mıdır? Feda albümünün yasaklanma girişiminde(2005) kitleler gerektiğinde taksilerden, okullara, evlerden, mahallelere kadar albüme sahip çıkarak gereken dersi vermiştir. Yorumu tahminimce bu tip eylemciklere iten Stadyum konserlerinin yasaklanması ve beraberinde gelen Bakırköy konser yasağıdır. Aklımda bir milim yanlış düşünce yoktur bu konulara dair. Yorum ve devrimci sanat tarihi haklıdır. Devlet köşeye sıkıştıkça azgın dişlerini en tehlikeli gördüğü unsurlara çeviri, bu diyalektiğin zaten apaçık bir halidir. Tüm bunlara cevap belirsiz duvar yazılamaları ve sonunda ayın beşinde saat beşte yorum dinleyek mi olmalı! Yapmayın bunu, epey komik ve güçsüzlük halidir. Hatta kafa açıcı olması açısından söyleyeyim; ben erk yada devlet olsam (ki kuvvetle muhtemel onların hali şuan bu) kıçımla gülerim.(abes olan bir şey yok, halk tabiri lütfen!)

Her bir yanda korolar kuruluyor öteden beri. Her koronun inisiyatifi
yanına iki kişi alsa şehir merkezlerinde, işlek caddelerde ellerinde gitar – bağlama (ki olmak zorunda değil) ağızlarında yüzyılların öfkesini düzene kusup pek büyük ihtimal şukela halaylar kurabilir ve halkı halkaya katıp şafakları caddelerde tutuşturabilirdi. İnanır mısınız bu eylem planı şuan bile ne kadar kolay ve daha devrimci geliyor bana. Bir an düşün sende. Bizim ülkemizde 3 ‘er kişi merkezi yerlerde dağlara gel ile halaya fitil olsa sende bende biliyoruz ki o şarkılar içsel bir hal kazanalı çok olduğu için düzeni fena tokatlayabilirdi Yorum.Biliyorum bu da denenmiştir bir çok noktada ama halkın kendi imkanları dahilinde olmuştur ve sonucu muhtemel polisiye sonuçlanmıştır. Korolardan, temsilcilerden, birçok yerde kurulan gönüllü takımlarından kişilerin ön ayak olması simgesel de olsa Grup Yorum adını taşıyan kişilerden ötürü eylem saatinde halk için daha itekleyeci olacaktı(r). Atıp tutacak kadar ne bilgisiz ne de kıçı sağlamda biriyim. Şimdi ise Ofişıl sayfada ordan burdan gelen videolar(çoğunlukla çocuk) paylaşılıp aile içi beğen butonları kullanılıyor. Sosyal medya denen aygıtı  yerden yere vurmak adımlamasında değilim ama bazı şeyleri inanın çok kolaylaştırabiliyor.

Bu haykırış yada eleştiri tamamiyle üzüntüden kaynaklıdır. Çünkü Yorum tarihimizdir: 80 sonrası ilk kürtçe şarkı, devrimci müziğin Ruhi Su’dan sonra tek ve yegane mirasçısı, kendi yasaları olan notalar!
Bu kadar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder